"Meta ve Teknoloji Devleri, Avustralya'nın Medya Yasasına Karşı ABD Hükümetinden Yardım Talep Ediyor"

Meta ve Mark Zuckerberg'in, ABD seçimlerinden hemen sonra Donald Trump'a duydukları hayranlığın arkasında ne tür bir motivasyon olduğu hala kafa karıştırıcı olabilir. Ancak, bu bağlamda şirketlerin son dönemde gösterdikleri tavırların daha iyi anlaşılabilmesi için bir takım ekonomik ve politik etkenleri göz önünde bulundurmak faydalı olacaktır.

Bu hafta Meta, Google, Apple ve X (eski adıyla Twitter) gibi büyük teknoloji şirketlerinin, ABD hükümetinden Avustralya'nın “Haber Medyası Pazarlık Kodu”na karşı yardım talep ettikleri bildirildi. Bu yasa, 2021 yılında Avustralya hükümeti tarafından yürürlüğe girdi ve sosyal medya platformlarını ve arama motorlarını, kendi sitelerindeki bağlantılar ve içeriklerin kullanımı için yerel haber sağlayıcılarına ödeme yapmaya zorlayan bir düzenleme içeriyor.

Avustralya'nın Haber Medyası Pazarlık Kodu'nun amacı, dijital platformların reklam sektörü ve medya gelirleri üzerindeki etkisini dengelemektir. Bu yasa sayesinde, büyük teknoloji şirketlerinin kazançlarının bir kısmı, yerel medya sağlayıcılarına aktarılmaktadır. Ancak Meta ve Google bu yasayı eleştiriyor ve karşı çıkıyorlar. Meta, başlangıçta Avustralya'daki haber içeriklerini platformlarından kaldırmıştı ve bu durum büyük tartışmalara yol açtı. Ancak sonunda her iki şirket de Avustralya yayıncılarıyla daha düşük gelir paylaşımı anlaşmaları yapmayı kabul etti.

Bu anlaşmalar, yerel medya şirketlerine yılda yaklaşık 200 milyon dolar aktarılmasına neden olmuştu. Ancak Meta, geçen yıl "haberlerin önceliksizleştirilmesi" gibi bir gerekçe ile bu anlaşmadan tamamen çıkma girişiminde bulunmuştu. Bu durum, Avustralya hükümetinin yaklaşımını değiştirmesine ve yeni müzakerelere yol açtı.

Trump'ın "Önce ABD" yaklaşımının etkisi, teknoloji devlerinin karşılıklı olmayan ticaret düzenlemeleriyle mücadele etme stratejilerinde bir faktör olabilir. Bu tür yaklaşım, ABD'nin ulusal çıkarlarını korumaya yönelik bir baskı unsuru olarak kullanılabilir. Örneğin, Bilgisayar ve İletişim Endüstrisi Derneği (CCIA), Avustralya'nın yasa tasarısını ABD teknolojilerine karşı ayrımcı bir vergi olarak nitelendiriyor ve bu nedenle ABD Ticaret Temsilcisi Ofisi'ne başvuruda bulunarak bu konuda harekete geçilmesini talep ediyorlar.

Sonuç olarak, Meta ve diğer büyük teknoloji şirketlerinin bu tür girişimleri, sadece ekonomik çıkarlarını koruma adına değil, aynı zamanda ABD'nin küresel ticaret politikalarına yönelik güçlü bir duruş sergilemek amacıyla da şekilleniyor. Bu, teknoloji devlerinin yalnızca yerel medya politikalarıyla ilgili değil, aynı zamanda küresel düzeyde ABD'nin ticaret düzenlemeleri ve etkisi konusunda da güçlü bir etkiye sahip olmayı amaçladıklarını gösteriyor.